1994 yılında DSM-4 kitapçığıyla hayatımıza giren Atipik otizm, beş otizm spektrum bozukluğu(OSB, autism, autism spectrum disorder) ya da yaygın gelişimsel bozukluk tanısından birisiydi.
Atipik otizm; yüksek işlevli otizm olarak bilinen asperger sendromundan ve otizmin orta ya da ağır spektrumundan farklı olarak daha az belirti gösteren otizmin bir alt türüdür. Halk arasında silik otizm, yalancı otizm, geçici otizm, yarı otistik gibi tanımlar kullanılmaktadır.
Atipik tanımı 2013 yılında Amerikan Psikiyatri Derneği tarafından yayınlanan DSM 5 kitapçığı ile kaldırılmıştır yerine hafif otizm tanısı kullanılabilir.
Nörogelişimsel bir farklılıktır, eğer erken çocuklukta ya da okul öncesi yaşlarda aileler ya da doktorlar tarafından tespit edilebilirse, yoğun aba davranış terapi eğitimleriyle birlikte uzman eğitimcilerin rehberliğinde ilaçsız tedavi edilebilir.
Bir başka ifadeyle çocuğun olumsuz davranışları kontrol altına alınabilir, böylelikle çocuğun ilerleyen yıllarda kendini sosyal hayattan izole etmesinin önüne geçilmiş olur.
Atipik Otizmin Belirtileri
Dil ve konuşmada gecikmeler, sözlü ifade ve beden dili ifadesinde güçlükler, zaman planlaması güçlükleri, tat, ses, koku, görme ve dokunmaya karşı artan ya da azalan hassasiyetler, tekrarlayan takıntılı davranışlar, soyut kavramları anlamada zorluklar, kaygı, fiziksel koordinasyon problemleri ve kas yoğunluğunda düşüklük gibi sorunlar atipik otizm belirtileri olarak gösterilebilir.
Ancak bu atipik otizm belirtileri, otizm karakteristik özelliklerinin tümü kadar baskın ya da ağır değildir. Bu belirtilerin birçoğu belli belirsiz ve değişen yoğunluklarda olabilir.
Atipik Otizmin Nedenleri
Atipik otizm, genetik – çevresel – hormonal nedenlerine sıklıkla atıf yapılan nörogelişimsel bir farklılıktır. Nedenleri henüz tamamen kanıtlanmamıştır ayrıca çalışmalar devam ediyor ancak yine de bazı şüphe edilen konular maddeler halinde sıralanmıştır.
Atipik Otizmde Konuşma
Otizmde konuşma yaşı hakkında şu söylenebilir ki; erken çocuklukta yani okul öncesi yaşlarda uygulanan ”davranış eğitim terapileri” ve ailelerin ortaklaşa çabalarıyla çok verimli sonuçlar alınabildiğini gösteren çalışmalar mevcuttur.
İletişim sadece sözlü konuşma değil aynı zamanda sözsüz konuşmayı da ifade etmektedir. Bu noktada mimikler ve davranışlar otistik çocuğun tepkilerini konuşmayı öğrenene kadar olan süre zarfında, anlaşıldığını hissetmesi açısından önemlidir.
Bu aşama eğer aile ve çocuk için olumlu geçirilebilirse ayrıca ilave destek olarak uzman özel eğitimcilerden davranış ve dil konuşma terapileri alınabilirse Atipik belirtilerin çok hızlı azalabileceği biliniyor. Uzman desteği atipik belirtiler gösteren çocuklarda anahtar rol oynamaktadır.
Okula gidene kadar çocukta bu sorun tedavi edilmelidir çünkü akran zorbalığına maruz kalma, dışlanma veya kendini ifade edememe gibi olumsuz uyaranlar akademik başarıda olumsuz bir etki bırakmaktadır.
Atipik Otizmde Beslenme
Atipik otizmde beslenmenin beden ve ruh sağlığı üzerindeki etkileri, bağırsak florası, ağır metal birikimi gibi konularla bağlantılı olabilir. Beslenme sadece katı gıda alımı değildir aynı zamanda soluduğumuz hava, içtiğimiz suda bulunan zararlı bileşenlere vurgu yapmak günümüzde önem kazanmıştır.
Genetik ve çevresel faktörlerin etkin olduğu düşünülen otizm spektrum bozukluğu, dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu gibi konularda son zamanlarda yapılan çalışmalar sanayileşmenin ve şehirleşmenin getirdiği sorunlara vurgu yapmaktadır.
Hava, su ve toprak kirliliği, meyve sebze ilaçlamaları yani pestisitler konusu, yemekleri sarıp fırına attığımız alüminyum folyolar gibi sorunlar aslında nasılda kendi kendimizi zehirliyor olabileceğimizi gözler önüne sermektedir.(Konuyla ilgili kaynağa alüminyum başlığındaki ingilizce kaynaktan ulaşabilirsiniz)
Yapılan araştırmalar otizmin bu durumdan fazlasıyla nasibini alıyor olabileceğini göstermektedir.